BEYLİKDÜZÜ
Merhaba, ben Beylikdüzü. Aslında yakın zamana kadar “Kavaklı” olarak biliniyordum. Cumhuriyet öncesinde de bana “Garden” denilirdi. Her zaman yeşilliğim ve doğal ortamımla ön planda olmuşumdur. Bana, “Kavaklı” denilmesinin sebebi ise Cumhuriyet döneminden sonra yerleşime açılmam ve bir köy olarak kullanılmaya başlamam sebep olmuştur. Yerleşim yeri olarak kullanıldığım ilk zamanlarda kavak ağaçlarının ekilmesi ve yoğunlaşması bana unvanı vermiş oldu. Bu unvanım 2003 yılına kadar kullanıldı. Tabii artık köy algısından uzaklaşmam gerekiyordu çünkü nüfus artmaya başladı. Nüfusun artmasıyla birlikte yeni binalar inşa edilmeye başladı.
Marka serüvenimin sadece 15-16 yıl önce başlamış olması benim için çok büyük bir avantaj olmuştur. Birçok marka olmayı başarmış şehri inceleme şansım oldu. Şehirleşme planım profesyonel bir şekilde yürütüldü. Caddelerim, parklarım ve ormanlarım profesyonel olarak tasarlandı. Özellikle İstanbul’un 1999 tarihinde yaşadığı büyük depremden sonra birçok insan burada yaşamaya başladı. Ancak, en çok talebi tasarlanan yeni şehirleşme projemden sonra görmeye başladım. Genç nüfusa da üniversiteler ve eğlence mekanlarımla hitap etmeye başladım.
Yakın zaman öncesine kadar global bir marka olmayı hedefledim. Bunun için ciddi bir markalaşma sürecinden geçtim. Hem doğu kültürü hem de batı kültürünü bir araya getirmek benim en büyük hayallerimden biri olmuştu. Bu hayalimin altında yatan asıl sebep; hem doğu kültüründen hem de batı kültüründen insanları burada buluşturmak olmuştur. Tasarlanan yaşam vadi parkım ve botanik bahçem, tam da bu hedefimi hayata geçirmek için büyük bir şans yaratmıştır. Beylikdüzü Yaşam Vadi parkımda düzenlenen çeşitli etkinliklerim ile tüm İstanbul ile birlikte etnik alanlara da hitap edebiliyorum. Bu etkinliklerin yanı sıra, Yaşam vadisi kendi içerisinde büyük bir Japon parkına sahip. Bu Japon parkı havuzu balıkları ve yapılarıyla tam olarak Japon kültürüne de yer ayırarak hedefini hayata geçirmiş durumda. Atatürk Kültür Merkezimle bu hedeflerime ulaşmam daha da kolaylaşıyor. Sanattan spora, eğitimden eğlenceye tüm kültürel faaliyetlerimle varlık gösteriyorum.
Denize olan kıyılarım sayesinde su sporlarıyla ve festivallerimle de hem yerli hem de yabancı turistleri ağırlıyorum. Her etkinliğimin düzenlenmesi ve halka sunulması benim için yüksek önem seviyesinde sürdürülür. İstanbul’un en büyük fuar alanlarından birine ev sahipliği yapmaktayım. Bu etkinlikler, fuar alanlarım ve üniversitem gibi halkı buraya çeken özeliklerim, ulaşımın da kolay bir şekilde sağlanması için teşvik sebeplerimden olmuştur. İstanbul merkezine uzak olmama rağmen, hem ulaşım hem de marka vaadi olarak sunduğum imkanlar tüm hedef kitleme kaliteli bir marka şehir deneyimini yaşatmaya devam ediyorum.