BOEING

Merhaba, ben Boeing. Dünya’nın en büyük havacılık markalarının en önünde gelen bir marka olma serüvenimi sizlerle paylaşacağım. Ben havacılık tutkunu birinin hayalleri ve girişimciliği sayesinde hayat buldum. İlk olarak 1915 yılında 10 kişilik ufak bir ekip benim fiziksel olarak var olmam için bir hangarda çalışmaya başladı. Çok zaman geçmeden sadece bir yıl sonra B&W Model 1 (Boeing & Westervelt) adındaki uçağımın ilk deneme uçuşu kusursuz bir şekilde yapıldı. Sadece 250 metre uçabildi. İşte havacılık dünyasına yön verecek bir marka böyle doğdu.

Marka kimliğim ilk aşamada 1. Dünya Savaşı’na ABD’nin de gireceği öngörüldü. Bu nedenle, William Boeing, ki bana marka adımı veren insan, uçak üretimi için ordunun açtığı ihaleye katılmak için çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar ihalenin kazanılmasına sebep oldu. Markamın doğuşundan sonra artık yürümeye ve tüm dünyada varlık göstermeye başlama hevesi beni çok heyecanlandırıyordu. Ancak, bu rüyayı hayata geçirmek için daha büyük ve kapsamlı bir ekibe ihtiyacım vardı. University of Washington’a rüzgar tüneli üretme karşılığında okulun en iyi mühendislerinin marka çatım altında çalıştırma imkanı buldum. Her adımı hesaplayarak atmama rağmen savaştan sonra havacılık sektöründe bir durgunluk yaşanmaya başladı. Çünkü, savaştan sonra kalan uçaklar, piyasada ucuza satılıyordu ve kimse kullanılmamış uçak almaya yönelmiyordu. Marka kimliğim daha doğru dürüst oluşmadan yok olmaya doğru ilerliyordu. O kadar zarar görmüştüm ki artık Boeing markası altında mobilya, mutfak tezgahı ve hatta fotoğraf çerçevesi bile satılıyordu.

Marka konumlandırmamı oluşturmam ve yeniden doğmam için havacılığa yönelmek zorundaydım. O dönemde çok yeni olan hava yoluyla postacılık sektörüyle ilgilenmeye başladım. Bu sektöre bir yenilik getirdim ve artık uluslararası hava yolu postacılığına odaklandım. Tüm planım başarıyla ilerlemesine rağmen bu postacılık projesinin benim hayallerimi hayata geçiremeyeceğini öngörmeye başladım. Postacılık yerine uçak imalata odaklanmaya başladım. 1921 yılında Boeing Airplane Company olarak uçak tamiri ve imalatına başladım. Bu benim yeniden doğmamı sağlayacak ciddi bir proje olmuştu. Artık hem kargo taşımacılığı, hem uçak üretimi hem de yolcu taşımacılığını üstlenen bir marka olmuştum. Bu durum beni lider ve tekel marka olmamı sağladı. Kısa bir süre sonra yeni yasalar çıktı ve üç farklı firmaya bölünmek zorunda kaldım. Artık tek marka çatısı altında üç farklı şirkete (United Aircraft Corporation, (Boeing Airplane, Company ve United Airlines) hem doğu hem de batı Amerika’da uçak üretimine devam ettim ve havayolu taşımacılığı operasyonlarını üstlendim.

Bugün, Boeing markası olarak, dünyanın en büyük havacılık şirketi ve ticari jetliner, savunma, uzay ve güvenlik sistemleri ve satış sonrası destek servis sağlayışının lider üreticisi oldum. Askeri uçaklar, uydular, silahlar, elektronik ve savunma sistemleri, fırlatma sistemleri, gelişmiş bilgi ve iletişim sistemleri ile performansa dayalı lojistik ve eğitim ürünlerimle marka konumlandırmamı sürdürmeye devam ediyorum.

Tüm yaşanan krizler talihsizlikler benim daha da tecrübe kazanmam ve gelişmeme sebep olmuştur. Marka kimliğimin güçlenmesi ve bugünlere kadar emin adımlarla ilerlememin en büyük sebeplerinin başında yaşanan her olumsuz olaya rağmen, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadım. Aksine, her hatamın bedelini ağır ödedim ve hatalarımdan aldığım derslerle ilerlemeye devam ettim. Belki şuanda gündemde olan 737-Max krizi tüm dünya açısından benim marka kimliğimin ciddi zedelendiğini ve itibarımı kaybediyormuşum gibi görünse bile, ben bu krizi de atlatıp lider havacılık firması olarak varlığımı sürdürmeye devam edeceğim. Beni var eden ve rakiplerimden ayıran en önemli hususlarımdan biri tecrübelerimden faydalanarak varlığımı sürdürmek olmuştur.