BOŞVERMEK

İnsan kendisini perişan eden her durumun iyi olması için verdiği mücadeleyi, emekleri veya aklında oluşan zorlamaları çıkarmalı hayatından. Çünkü insan tüm bu olumsuz süreçleri düzeltmek için uğraştığında karşısında “boşvermiş” birileri varsa eğer başarısızlığa uğrar ve daha fazla strese kapılarak sık sık öfke anlarını yaşayarak bulur kendini. Böyle bir durumda insan kendini suçlu hissetmemeli ve duygularını yönetmede iyi olmadığını düşünmemelidir. Kendisine karşı adil ve eşit şartlarda yaklaşmalıdır. Bir durumun düzeltilmesi için emek harcıyor fedakarlık yapılıyorsa eğer ve insanın bu emek harcamaları her seferinde boşvermişlik durumu yüzünden yok sayılıyorsa, yapılan hiçbir durum umursanmıyorsa; anlaşılmalıdır ki emek harcayan, durumu düzeltmeye çalışan sadece kendisiyle bir mücadele içerisindedir aslında. Peki her şey boşverilmiş olsa bile ne yapmalı? Özlemekten vaz mı geçmeli? Bütün duygu ve düşünceler insanın içinde mi tutulmalı? Öylece kendi kendine işkence mi etmeli insan? Elbette bu insanın kendine yaşattığı en büyük haksızlıklardan biri olurdu. İlk olarak insan kendine saygı duymalı. Tüm farklılıklara rağmen duygularındaki mesajı iletmeli ve içine atmamalı pişmanlık yaşamamak için. Sonunda kaybetse de kazansa da yine de “iyi ki!” diyecektir. Çünkü içinde kalanları gizlemeyerek ve ileterek yani içinde bulunduğu durumu kabullenerek asıl kazanan kendisi olur. Aksi durumda boşverme acizliğine ortaklık eder ki bu da yok oluşa sürükler tüm duyguları ve benliği.

Boşverilmiş duygular ve yaşamlarla mücadele ederek kendine işkence etmemeli insan. Unutulmamalıdır ki her duygu için bir an var. Ne pahasına olursa olsun boşvermek zorunda olduğunu düşünerek kendine işkence etmemeli insan. Diğer bir yandan, boşvermişlik içerisinde olduğunu düşündüğümüz kişilerin bazı özeliklerini de takdir etmemiz gerekir. Çünkü bazen boşvermek ayılırken olay çıkarmamak için zaman ayırmayı öğrenmenin yoludur. Bu ayılma esnasında insana değer verenleri hayatından söküp atacak kadar boşvermek asıl zararlı olandır ve insanda olumsuz değişimler yaratır. Durum ne olursa olsun boşverilimiş olsa bile, umursanmasa bile hissettiği duygular için bu zararlı durumun hayatında kalmasını ister insan. Boşverilmesine rağmen sevgisi, duyguları ve aşkı için mücadele etmek ister insan. Bu da hayatın ta kendisini öğretir işte. Eğer birisi sizi, kendisini ve her şeyi boşvermişse hatalar zincirinin halkalarını oluşturmaya başlıyor demektir. Böyle bir durumda umursanmayan taraf sevdiğinden vazgeçmemeli, umursanmayan taraf sevgisi için, duyguları için mücadeleye devam etmeli. Her ne olursa olsun boşveren de şunu biliyordur ki yapacağı bazı tutum ve davranışlar her ne kadar seviliyorsa sevilsin o seveni yanından uzaklaştırır ve kendini karanlıkta yalnız bırakır. Sakın he, karanlıkta yalnız kalmayı bir marifet görmemeli insanlar. Karanlıkta yalnız kalmak için bilerek ve isteyerek çevresinde ona değer verenleri çıkarmamalı. Hayat birbirini seven insanların birlikte olmasıyla aydınlık olur. Mutluluk o zaman gösterir kendini.

İnsanın kendisine zarar veren durumları hayatından çıkarması en doğal davranıştır. Ancak, her deneyimin insanın hayatına kattığı artıları istememek yanlıştır. Bazen canını yaktığı bir şeyi boşveremez insan. Bu insanı daha da üzer ve sonuç olarak, başarmaya çalıştığı duygusal çalışma tamamen mahvolur ve asla tatmin edici bir hayat süremeyecekmiş gibi gelir. Yani birden bire, aniden boşvermek, köksüzleştirmek anlamına gelir ve koparmak daima acı verir insana. Yeterince zaman ayırıp nefes almalı ve temiz bir hava balonu bulmalı insan. Sevmek bazen acı çekmek olur insan için. İnsan bazen acıdan kaçınmak için sevmemeyi tercih eder. Ama sonra da sevmediği için acı çeker. Bu durumda sevmek de sevmemek de acı çekme kavramını barındırır kendi içerisinde. Mutlu olmak da sevmek ile meydana geliyorsa mutlu olmak için de bazen acı çekmek gerekiyor o halde ama acı çekmek de insanı mutsuz yapıyor. Dolayısıyla, mutsuz olmak için sevmek veya acı çekmek için sevmek ya da çok fazla mutluluk için acı çekmek gerekir. Bütün bunların hayata kattığı değerleri vardır ama boşvermek insanı mahveder. İnsanı kör bir kuyuya atar.

İnsan her duygusuna ve hissine, dikkat ve saygıyla davranması gerektiğini bunların sevimli küçük yaratıklar olduğunun farkına varmalı. Olumsuz duygu ve düşünceler içerisinde kendisine yüklenmemeli ya da birisi kendisini boşvermişse bile insan onu göz ardı etmemeli. Hisleri için içinde bir yer ayırmalı. Burada nefes alıp güvende hissedebilir kendini ancak. Bu içinde hissettiği durumları kimseyi üzmeden kırmadan kelimelere, yazılara dökmeli. Hiç kimsenin duygusu ona bir ceza değildir. Duyguları içine atarsa insanlar, kendi varlıkları bile onları rahatsız eder. Sürekli endişe duyar ve bunalıma girerler. Unutmamalıdır ki insan, çevresindeki olumlu veya olumsuz her şeyi hak ediyordur aslında. Bırakın duygularınız serbest kalsın ve lütfen duygularınızı sakinleştirmeye çalışmayın. Duygular özgürce hareket ettikleri zaman güzeldirler. Duygularını dinlemeyi başarırsa insan, o zaman duygular da kendiliğinden sakinleşir durulur ve insanın kendisiyle iletişim kurmasını sağlar. Ne kadar boşverirse o kadar başına bela olur her şey insanın. Duygular saklambaç oynanacak şeyler değildir. Hayatla çarpan kalplerin zihnindeki yansımasını dinlemeliyiz ve duygulara sınır koymamalıyız. Kabul edin ve akışına bırakın. Yaşamanız gereken an, şu andır. Olumsuzluklara odaklanıp hayatınızı ertelemeyin.