ZORBA
Asla sessizliğe boğulmayın. Asla bir kurban olmaya izin vermeyin. Karanlıklarda kalmayın. Kimsenin sizin hayatınızla ilgili tanımını kabul etmeyin, ancak kendinizi tanımlayın işte o zaman aydınlığa çıkacaksınız. Ellerinden bir şey gelemeyen aciz insanlar ancak size hakaret ederek, öfkelerini kusarak, size saldırarak, kendi kafalarında oluşturdukları senaryoları büyüterek sizin kendinizi bir “zorba” gibi hissetmenizi sağlamak isterler. Peki nedir bu “zorba” kavramı? Toplumda yaşanan oldukça yaygın bir şiddet türü olarak bilinir. Güçlü olan birey kendi kazanç ve memnuniyeti için kendisine karşı koyamayacak kadar güçsüz olana tekrarlayan ve acı veren nitelikte fiziksel, psikolojik, sosyal veya sözel saldırılarda bulunarak harcamasıdır. Zorbalığın en kötü yanlarından biri ise psikolojik değişim olanıdır. Şöyle bir durum düşünün, aşık olmayı, sevmeyi bilmeyen bir ruh hastasının, kendini kaybetmiş kişiliksiz tavırlarını görüyorsunuz. Bu kişiye şefkati öğretiyorsunuz, sevmeyi öğretiyorsunuz, aşık olmayı öğretiyorsunuz ve ona bir kalp veriyorsunuz. Daha önce tüm bu güzel kavramlardan bihaber olan insan bütün bunları öğrenince bir sarhoşluğa bürünüyor. Bu farklılıklar sayesinde hayatın zirvesindeymiş gibi yaşamını sürdürüyor. Siz de biliyorsunuz ki, eğer hayatından çıkarsanız bu öğrencinizin, tüm bunlardan mahrum kalacak, daha önce çölün ortasında susuz yaşayabilirken ona bir bardak su verecek ve gidecek bir durum yaşatacaksınız. Sonrasında da o sevginin, aşkın, o suyun tadına bakmış biri siz gittikten sonra çırpınmaya başlayacak ve sevgisi için, aşkı için, o bir bardak suya ulaşmak için can çekişiyor olacak. Bu can çekişme değildir zorbalık. Zorbalık tam olarak hiç pişmanlık yaşamadan, o insanı çölün ortasında sevgisiz, aşksız ve susuz bırakmaktır.
Acınız geçmişte veya bugünde bir gülüşün sebebi olabilir. Ancak gülmeniz asla birinin acısının sebebi olmamalıdır. Saygı ve ahlak her zaman mihenk taşı olmalıdır. Birine acı çektirirken, biri sizin yüzünüzden acı çekmeye devam ederken o yokmuş gibi yaşamaya devam edip boş vermişliktir zorbalığın ta kendisi. İnsan ne kadar adaletli olursa karşısındakini zorbalığa maruz kalmaktan o kadar uzaklaştırır. Zorbalığa maruz kalan insan kaygı, kızgınlık, çaresizlik duygulara sahip olmanın yanı sıra üzgün, mutsuz, incinmiş ya da dışlanmış olarak hisseder kendisini. Elbette bu hislere sahip olan insanların hata yapma potansiyelleri normal insanlara göre çok daha yüksektir. Bazen karşındakini zorba diye nitelendirerek bile zorbalık yapar insan. Bu hisler hem yaşanmışlıkların bir sonucu, hem de bu durumun tekrarlanabilme ihtimaline dair duydukları korkulardan kaynaklanmaktadır.
Zorbalığa maruz kalan insan kendine olan güvende ve benlik saygılarında azalma, değersizlik, yetersizlik, aşırı hassasiyet ve panik yaşayabilirler. Çoğu insan farkında olmadan bu sayılan durumların içine dahil ediyor diğerlerini. Bu durumun içerisinde olan köşeye sıkışmış insanların tutum ve davranışlarını da ekstradan bir zorbalık yaparak yüzüne vuruyor ve iyice terk etmeye, yalnız bırakmaya itiyor insanı. İtilen bu insanlar maruz kaldıkları muamele sonucunda anıların zihinlerini meşgul etmesinden dolayı konsantrasyon problemi yaşayabiliyorlar. İçe kapanıyorlar ve genelde az sayıda insanla arkadaşlık etmeyi tercih ediyorlar. Acımak adaletin şanındandır,bunu sadece zorbalar adaletsizce kullanırlar. Zorbalığa uğrayan zorbalıkla baş edemediği için yoğun bir suçluluk, utanç ve bir çeşit yenilgi hisseder. Kendisini çirkin, işe yaramaz, sersem ya da insanlık dışı hissederler. Zorbalığın doğrudan fiziksel hasarlarının yanı sıra, yaşadıkları psikolojik sıkıntı nedeniyle uyku güçlükleri, baş ağrısı, karın ağrıları ve yorgunluk gibi çeşitli bedensel sıkıntılar yaşayabilirler.
Zorbalıkla mücadele etmek oldukça zordur; ama öncelikle bilinmelidir ki sorun siz değilsiniz. Sorun bu davranışta bulunanlardır. Zorbalıkla baş etmek için yakın olduğunuz arkadaşlarınızla daha sık vakit geçirmeye özen gösterin. Size karşı zorbaca davranışlarda bulunan kişilere elinizden geldiğince aldırmamaya çalışın. Onları davranışlarını durdurmaları konusunda uyarın. Ancak aciz ve çaresiz görünmeyin ya da saldırgan davranışlarla karşılık vermeye çalışmayın. Özgüveninizi güçlendirmek için ‘Bu onların sorunu benim değil!’ gibi cümleleri kendi kendinize tekrar edebilirsiniz. İçselleştirdiğiniz olumsuz düşüncelerin olumlu olanlarla değiştirilebilmesi için bu konuyla ilgili duygu ve düşüncelerinizi ifade edebilmeniz çok önemlidir. Bu nedenle yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi anlatarak, yazarak, resim yaparak, şarkı söyleyerek, yani içinizden gelen herhangi bir şekilde ifade edin.